Düşüncenin Arkagürültüsü (Mırıldanmalar) kitabından
Toplumsal kökeni olan ancak bireysel ölçekte beliren bir olgunun toplumsal arka planını görünmez kılmanın iki yolu vardır:
1. Kişisel ölçekte ortaya çıkan olguyu kişisel alana hapsederek toplumsal boyutu görünmez kılmak.
2. Kişisel ölçekte ortaya çıkan olguyu metafizik ölçeklere yükselterek toplumsal boyutu yok etmek.
İlk tavır “aşırı tikelcilik”, ikinci tavır “aşırı tümelcilik” olarak adlandırılabilir.
*
Bunlarla ilgili iki örnek verilecektir.
Örnek 1:
“Depresyon narsisist bir hastalıktır. Depresyona yol açan şey, aşırı abartılı, hastalıklı bir şekilde çarpıtılmış bir ‘kendini referans alma’dır. Narsisist-depresif özne kendinden bitap düşmüş, yıpranmıştır. Dünyasız kalmış, Başka tarafından terk edilmiştir.”(1)
Byung-Chul Han (Erosun Istırabı)
*
Örnek 2:
Örneğin manik-depresif biri, karşısındaki bu özgür, açık varlığı tanımaz: o, ne şeyleri, ne de beraberindeki insanları, mekansal-zamansal olarak ait oldukları yerde bırakabilir; bunlar ona ya çok uzak ya da çok yakındır: ya onları yutar ya da onlar tarafından yutulur- veya bunlar kocaman içsel ve dışsal bir boşluğun içinde kaybolur. Dünyada ona hitap eden şeyleri artık duyup tutamaz. Heidegger tekrar tekrar çoğu 120 ruhsal hastalığın, kelimenin tam anlamıyla bir “varolma” rahatsızlığı olarak anlaşılabileceğini vurgular: dünyayla kurulan açık ilişkiye “katlanmak” başarılamaz.(2)
Rüdinger Safranski (Bir Alman Üstat Heidegger)
*
Byung-Chul Han’ın cümleleri ilk tavra, Martin Heidegger’in yaklaşımı ise ikinci tavra örnektir.
İlk yaklaşımda değerlendirmenin ölçeği, olguyu soyutlamaya ve bir bütüne bağlamaya izin vermemektedir.
İkinci yaklaşımda olguya bakılan ölçek, tikeli ve hatta tikelliği görünmez kılacak kadar genelleştirilmiştir ve öne çıkarılan bütün, tikelliği tamamen işgal etmiştir.
Byung-Chul Han’ın yaklaşımında bağlamıyla bağı tamamen koparılan olgu tek başına durmaktadır. M. Heidegger’in yaklaşımında olgu öyle uzağa yerleştirilmiştir ki olguyu kendi yapan özgün yönleri ayırt edilememektedir.
İlkinde olgu konumundan soyulmuş ve çırılçıplaktır; ikincisinde olgu, binlerce başka olguyla birlikte aynı çuvala doldurulmuştur. İlkinde olgunun bağlamı görünmezdir; ikincisinde ise olgunun bağlamı binlerce benzerinin yanında önemsizleşmiştir.
Her iki yaklaşımda da bir mesafe sorunu vardır; ilki olguya çok yakındır; ikincisi olguya çok uzaktır.
Her iki durumda da olgu ilişkilerinden arındırılmış ve olgunun toplumsal boyutları kadrajdan çıkarılmıştır.
Kaynaklar
1. Byung-Chul Han, Erosun Istırabı, Metis Yayınları, 2019
2. M. Heidegger Zollikon Semineri, (Aktarılan yer: Rüdinger Safranski, Bir Alman Üstat Heidegger, Kabalcı Yayınevi, 2008.
تعليقات